M.ARSLAN
  OKUMANIN ŞEKLİ NASIL OLMALIDIR?
 

OKUMANIN ŞEKLİ NASIL OLMALIDIR? 

  Nasıl bir okuyucu olmalıyız? Erdemli olmanın yolu, bu soruya verilecek cevapta saklıdır. O halde biraz da bu konu üzerinde durmak gerek. Şöyle ki bazıları sırf “okumuş olmak” için okurlar. Böyleleri için okumak, bilgi kazanmak ve zevk alma vasıtası almaktan öte adeta bir külfettir, yüktür. Onlar ellerine aldıkları bir kitabı, dikkat ve itina ile duyarak ve düşünerek okuyacakları yerde; ona sadece göz gezdirip, daha doğrusu: “Ben şu yazarın ,şairin falanca esrini okudum!” demek bir aydın havası estirmek üzere bakmışlar, lakin asıl olanı görememişlerdir. Okumak gerçekten okumak ise sadece bakmak, yani göz gezdirmektir, değil; görmek, dikkat ve itina ile tenkit etmek ,zihni yormak, gönlü ve kafayı doldurmak demektir. İşte o zaman okuma bir değer kazanır ve insanı me’sud, bahtiyar eder. Asil bir alışkanlık olan okumak, gerçek anlamda gerçekleşir ise asıl kitabın insan olduğu ortaya çıkar.

  Akıllı insan, yeteneklerini en güzel şekilde kullanıp, beyin ve ruh derinliklerini keşfeden insandır. Kitap işte bu keşif eyleminin vasıtası rolünü üslenir. Ancak pek çok insan (pek çoğumuz) kendine hedef belirler ve bu hedef uğrunda mutluluklarını erteler. Bu son derece yanlıştır. Okumak ve günlük meşguliyetler at başı götürülmeli uygarlık yönü açığa çıkarılmalıdır. Üniversitelerimizde uygulamaları duyarlı eğitim-öğretim yerine ezbercilik hakim olduğundan mezun olan gençlerimiz hayatta başarılı olamamaktadır. Bu da aynı bir sorudur.

  Okur-yazar olmak her hangi bir okuldan mezun olmak anlamında anlaşılmaktadır. Bunu bilinçsizce düşünülen hata olarak nitelendiriyorum. Çünkü biz ne “okur” ne de “yazar”olabildik. Belki biraz acımasızca gelecek ama alfabeyi öğrendik o kadar. Ötesini ne siz sorun ne de ben söyleyeyim. Okumanın tadını alacağımız bir çağda körelip gidiyoruz. Toplum olarak kitapla başımız pek hoş değil... Pek çok problemimizin kaynağı da bu gerçekte yatmaktadır.

  Çoğu kitap sever kitap okurken satır çizmeyi, sayfa kenarına not almayı içine sindiremez. Oysa bu kişisel bir yöntemdir. Amaç kitabın mesajına yönelik notlar tutmak satırlar tespit etmekse neden olmasın? Neticede kitap bir araçtır asıl olan kitabın yazılış sebebi ve okuyucuya göndergesidir. Bildirişim esasına dayalı bir eylemdir okumak.

  Bir kitap dostu olarak benim size tavsiyem: Eserin asıl öğelerine nüfus etmeniz ve esere saygı duymanızdır. Ortada bir fedakarlık varsa o da eserde bulunur. İyi bir okuyucu, okuma esnasında aklına gelen tenkit ve düşünceleri bir kenara yazmalıdır. Aşamalı okumalarda bunun karısı göz ardı edilemez. Okuyucu bütün önemli gördüğü yerleri yazabileceği bir defter tutmakla bilgiyi kalıcı kılmış olur. Bu deftere güzel bulduğunuz şiir, paragraf, özlü sözleri yazarsanız ilerde bu danışma birimi oluşturmuş olursunuz. Sizden sonrası için bir de değerli mirasınız olmuş olur. Okuyacağımız kitaplarda seçici olmak durumundayız. Rastlantıların değil iradenin oluşturduğu bir kütüphane... Bir kütüphanenin ilk unsuru sözlüktür. Okuyucunun ufku sözlükte şekillenir.

  Kitap okumanın en zevkli türü emanet kitaplardır. Bu kitaplar başka bir tarzla okunur. Acelesi vardır bunların. Bir an önce okumalı, ait olduğu yere verilmelidir. Okuma eyleminin en büyük engeli tembelliktir. Aldığımız bir kitabı “Nasıl olsa okurum!” veya “Bana lazım olmasa çocuklar günün birinde okurlar!” diye rafa attığımızda bu, kitaba yapılacak en büyük hakarettir. Kişininse kendini kandırmasıdır. Bu bakımdan aldığınız kitap bir ihtiyaca karşılık gelmelidir. Cemil Meriç: “Kitapları dolduran senin gönlündür” der.

Aklınız ve gönlünüzle yolunuz açık alnınız ak olsun!

 
  Bugün 2 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol