M.ARSLAN
  YOLLARDA YOKTUN
 


 Şiire Dair,

    Şiir, şairin solmayan çiçeğidir. Toprağı temiz, suyu duru, tohumu da belli olduktan sonra bu çiçeğin rengine ve kokusuna doyulmaz.
 
    Yıllar önceydi. Nefis bir yer keşfettim. Orda ağyar yok. Yalnız ben... Bir de ufaklar… Kimse bana müdahale edemiyor hiç kimse...
 
    Şiirle ilk tanışmam, göğsümde bir kalbin çarptığını hissettiğim güne rastlar. O, çocukluk arkadaşım, gençlik sırdaşım oldu. Ömür yeterse olgunlukta da teselli kaynağım olacağa benziyor. Ben onda her çağım için bir dert ve gönül ortaklığı buldum.
 
    Bendeki manasına göre şiir, bir Mehlika Sultan'dır ki, bakışları alımlı, mesaj uzun, kelimeleri beni taşımaktan mutlu, duyguları gecenin bekçisi, bu fani dünya ebedî âleme açılan kapı, vuslat arzusunun sancımasıdır.
 
    Kelimelerin kifayetsizliği, talihsiz sevdaların buruşuk mendile nakşedilmesi, can dediğim Canân’a bile sevginin yetmemesi, tabiatın o koyu örtüsünü delercesine haykıran kelimeler mahkemesi, sevgisizler meclisinde tartışılan küçücük yüreğimdir.
 
   
 
KALP GÖZÜ
 
Günler var ki ayrıyım,melek yüzlümden.
Kalp gözüyle gördüğüm,beyaz tenlimden.
 
 

YAŞLI GÖZLER
 
Seni düşündüm yine hazın gecede
Resmini görmeyen hunin gözlerle.
 
 
  
SEVEN KALBİN
 
An olur da bir gün severse kalbin
Aşk ateşi bu gönlümü yakan.
Bir sükunet ki korkular salan,
An olur da bir gün severse kalbin.
 
 

O SES
 
Sabahları sessizlik
bogulurken
O sesle...
Kalp lerin pası gider
duyulurken
O sesle...
 

 
SEVİYORUM
 
Çağ açıp çağ- kapattın.
Fatih'ine kucak açtın.
Yüregime bıçak attın.
Sen attın ey İstanbul...
 
Asırlarca neşeliydin.
Şimdi neden kederlisin
Benim gibi ayrı mısın?
Sevgilinden ey İstanbul...
 
Leyla'nın Mecnun'u var.
Senin de Fatih'in!
Benim kimim var?
Düşünsene ey İstanbul...
 
Herkesin bir seveni var.
Senin de bin sevenin...
Benim yoktur hiç sevenim.
Sen sev beni ey İstanbul...
 
Geceleri dinliyorum.
İnliyorsun ey İstanbul...
Benim gibi ayrımısın?
Ayımısın ey İstanbul...
 
Geceleridinliyorum.
Ağlıyorum için için
Yaşıyorum senin için
Seviyorum,seviyorum...
 
  


OTOBUS DURAĞI
 
''Bir baktın canımı yaktın
bir daha bakki kül olayım,savrulayım...''
O.Y.Serdengeçti.
 
Bir otobüs durağı ve sen
Saldın gönlüme aşkı
Huri gibi bakışlarınla
Ettin gönül zırhımı
 
Yer dar ve otobüs şıkışık
Güzelleğin kızlar içinde ışık
Benim kalbim olurken sana aşık
Son durak geliyor, inemiyorum.
 
Bellidir her halinden kültürün.
Beni aşık eden o tesettürün.
Belliki kalkanın olmuş başörtün.
Peyganber kavliyle sana vurgunum...
 
Her otobüs binişimde seni anarım.
Seni başkasına ram oluyor sanırım.
Yol boyunca hep seni ararım.
Aşkım dalga dalga sana yanarım.
 
Bir salı dabahı gördüm durakta.
Kalbım çıldırmak beynim durmakta!...
Öyle bir yar ki ban bakmakta.
Kalbimin içinde tam iç kapakta.
Aşkımdan sanki kalbim durmakta...
 
Dün gece seni gördüm rüyamda.
Kara hülyalara daldım o anda...
aşk'ımın karanlıga saplandığı noktada
Aşk'ımın bekleyen genç haydi düş peşime...
 
  


ONA HASRET
 
Sögütlü köyü'nde geçerken çocukluğum,
Yıllar sonra ben,yine çocuğum!...
Çocukluk içimde bir düğüm...
Bağlamış beni fani dünyaya...
 
Gün olur,anlarla yaşarım.
Gün olur ,bu hayata şaşarım.
Ben yaşayan bir mezarım!...
Bir dünyaya bir de yare bakarım.
 
Eski günleri anıp, ''neydi be!'' derim.
Aslı'yı zaman sevmişti kerem.
Ben bulamazken derdime merhem,
Sen zevk ü sefa ile yaşarsın.
 
Sokaklardan başka yoktur ki dostum!
Kenara atılmış divaneyim ben...
Bir divaneyim ki hayta küskün.
Ateşlere atılmış yanıyorum ben...
 
 


ÖMÜR
 
Yıllar geçti aradan,
Degişen sadece yaş...
Seni hatırlatır bana yavaş yavaş
İstanbul şehrın de gecerken
çocuklugum.
 
  


AŞK ATEŞİ
 
hüzün dolu bu gece,
Aşk'ın bana işkence,
AŞk'ım kabre girince,
Yine seni dilerim.
 
Gece ıssız,karanlık
Halimden anlayan yok!...
Görsem seni bir anlık,
yine seni dilerim...
 
O şefkatli elinden,
Tutsam titrek elimle.
Sarılarak ulaşşam,
Bu son can havliyle...
 
Günler geçer bir Mecnun misali,
Diyardan diyara gezip dururum.
Sonunda Mevla'yı bulurum diye,
Aşk ateşiyle yanıp dururum.
 
Bir gece uyusa tüm mahallle,
Başbaşa kalsam ben yine senle...
Bir gece boyu konuşşak aşkı,
kalan bu son havliyle...
 
  

YAKIŞIR MI?
 
Bir millet bıraktı mı
Kur'an'ı elden yere
Musibetler geliyor
Halkına bin bir kere
 
İnan.! deyip durdular.
Uygulayançıkmadı.
Torunlar imansızken
Dedeler sayıkladı.
 
Muhanmet ümmetine,
Yakışırmı bu cümle?
Sonsuzluk alemine
Gidilir mi bu yüzle?
 
 
BİR TORUN
 
Ecdadın hatasından
Ders alacak bir torun...
İlminin alasından
Öz alacak bir torun!...
 

 
BÜLBÜL
 
Geçti yıllar kalmadı huzun,
Bülbül gibi çaresız bekler oldum hızır.
 
Aglayacak halım yok, damla yasım kalmadı
Derdime yandımona, bülbül bile yanmadı.
 
Yanma ey bülbül, elbet gülün dirilir...
Kanatların gerıp, tüylerin de serpilir.
 
Sandınkı kalır bu dünya sana...
Kalmadı ki bu dünya Fatih gibi sultana!...
 
 
AĞLAMAK İSTİYORUM
 
Bitmiyor bu dertler neden ?
Gülmeyi unutmuş dolan gözlerim.
Babam aglıyormuş bilemem ki neden...
Huzuru unutmuş tedirgin -Annnem-
 
Nedir bu çile ,biklemem ki nedir?
Bir kurt gibi kemirdi beynimi...
 
 

 
GARİPTİR
 
Bilmek istemem
                         ismini,
Bana ahu gözlerin
                         yeter...
Görmek istemem
                         yüzünü,
Gariptir ama gönülden
                         sevdim.
Şu fani ömrümü uğruna
                         verdim.
Senden başkasını sevmedim
                         ama
Yinede sen beni terk edip
                         gittin...
 

 
MUHABBET BÜLBÜLÜ
 
Gül solmuş...
Bülbül ölmüş...
Bahçıvan bağını bozmuş...
Kalpler yaprak gibi solmuş...
Muhabbet bülbülüm otmuyor artık.
 
Dayanılmaz oldu derler
Çekilmiyor bunca heder
Harap ettın bin bir kere
Muhabbet bülbülüm ötmüyor artık.
 
Kaçtı gitti bütün hevesim
Gözyaşlarımı tutamaz oldum.
Bir ömrü yoluna sersem yine
Muhabbet bülbülüm ötmüyor artık.
 

 
MECNUN Ü FERHAT
 
Bir hafta sonu büyülü gözler,
Derlerin dermanı bulun maz oldu.
Leyla vü Mecnun misali,
Ayrılık ateşi somuruyor artık...
 
Bülbül derdine yanarken güle
Cilveler teselli vermiyor artık.
Ferhat ü Şirin misali,
Geçit vermeyen dağlar aşılmaz oldu.
 
 

SEN DE KOŞ
 
Geliyor gidenler,neden bilmez ki!...
Çekilir bunca çile dermanı bulunmaz ki!...
Dertli yanar,kül olur, sevdası bilinmez ki!...
Dünya derdi olan bir gün bile gülmez ki!...
 
Varsa seninde cebinde üç-beş kuruş...
Hayat senin için var,haydı sen de koş!...
 
Geçmez oldu artık, insanlık faturası
Yollar bomboş, nerede nur kervanı...
Nerede kardeşlerim...insanlık haysiyeti...
Dünya derdi olan ,bir gün olsun gülmez ki!...
 
Varsa seninde cebinde üç-beş kuruş...
Hayat senin için var,haydi sende koş!...
 
  

SEN VE BEN
 
Neler vermezdim yari görmeye
Melek gibi sima,yay misali kaşlar...
 
Öpmek isterdim, narın dudaklarından
Sarılmak,sarılmak ince beline...
 
Gözlerin ah1o mercan gözlerin
Ok misali deldi seven kalbimi...
 
Tutmak ısterdın pamuk ellerinden
Sımsıkı tutarak ince belinden...
 
Tutuma, tutmak isterdim ellerinden
Doyasıya öpmek beyaz tenini...
 
Kaybolmak rüyalar aleminde
yanlız iki gölge sen ve ben...
 
   


TESELLİ PINARI
 
Rüzgardan başka yoktur tesellim!
Acılar içinde kavrulurum ben.
Dost eli bekliyorken yanıyor içim
Teselli pınarım akmıyor artık!
 
İçim ürperiyor ismini duysam.
Çektiğim ıztırap ne derin bilsen,
Kanayan gönlüme merhemle sürsen
Ağlamak yetmiyor,yetmiyor artık...
 
   

DERBEDER
 
Günler neden böyle çilekeş?
Neden derman bulunmuyor?
Kederler alemindeyim ben
Neden gözüm ıslanmıyor?
 
Ah!...geçti güzelim günler
Geçti ama nasıl geçti?
Gördüm yari gözlerinden
Gördüm ama nasıl gördüm
 
Ah!.gafil hayat.
İnsafın yok mudur senin?
Ağladıysam kimin için?
Vicdanın yok mudur senin?
 
Sefil sefil gezer oldum.
Senden ayrı geçer günüm
Doldu yine iki gözüm
Senden ayrı geçer günüm.
 
Gün oldu da seni sevdim
Nöbet tuttum eşiğinde
Senelerce AŞK' ile
Nöbet tuttum eşiğinde...
 
 


SON SEFER
 
Çarpmıyor artık emanet kalbim.
Bu gece hüznüm boüulmaz oldu.
Sevgiliye hasret çekenğözlerim.
Neden teselli bulamaz oldu.
 
Dağılmış her yana sefil saçlarım.
Göz kapaklarım açılmaz oldu.
Önüme düşmüş,maglup kollarım.
Yar elinden derman bulamaz oldu.
 
Bekledim her sabah ama nafile...
Postacı evime uğramaz oldu.
Hedefsiz menzile giden ayaklar
Yar bahçesine uğramaz oldu.
 
Kalmadı güvenim fani dünyaya
Yar elinden bade içemez oldu.
Son seferin de muzaffer olup,
Şehadet şerbeti içilmez oldu .
 
 

SEVDA ÇINARI

Neydi o günler gelip geçerdi.
Neşe sevinç,coşku içinde
Annemin sevinci,babamın sesi
Delerdi içimi bir mermi gibi...
 
Ah!...Köyümün akan pınarı
Pınar koruyan sevda çınarı
İçimde dolanan AŞK fırtınası
Salıyor köyümün dört yanını
 
Gözümü açıyorum acı,nefret...
Çirkeflik dolmuş içim,dışım
Ağlıyorum, birçare halime
Mazıyı anıpta da, dolan gözlerle.
 
artık ğüvenim yokki dünyaya
Şu dost görünen, sahte simaya
Duyun, inanmıyorum sevda sözüne
İnansam ne çıkar, değişen nedir?
 


 
 SEVGİYE ZULÜM
 
Konuşsam seninle
Delicesine...
Sevğiden,ğözlerinden,ince belinden...
Sevgilim,hayatım,bir tanem desem.
 
Konuşsam seninle
Başbaşa kalıp...
Dudagın ansızın açılsa yeter.
Sevgimiz yıllarca surecek desen.
 
Ne ümitle kapına geldim.
O güzel ğözlerin...
Hele o susuşun kahretti beni
Ne olurdu bir defa sevğilim desen.
 



 ( ? )
 
Sensiz
          geçen
                   günlerimin
                                  Iztırabı yeter bana.
sensiz
         esen
                rüzgarların
                               ferahlıgı yeter bana.
 
 

BİZ
 
Ben
               ve
                             o
                                           ceylan bakışlı gözlerin!...
Sen
               ve
                             o             
                                            suzan dudakların!...
Biz
               ve
                             o
                                            uryan geceler!...
 



 
ILIK NEFESİN
 
Artık sevda yok.
Uykusuz geçen günlere veda.
Sende kalan herşeye isyan.
Unutacağım seni, unuyacağım.
 
Sanma ki gecenin bir sonu yoktur.
Bu karanlık ufuklar sabaha gebe.
Elimde kalan tek yadıgarın.
Soğuk bir kış günü ılık nefesin...
 
  


 
SEVDAN
 
Bırakmadı sevdan beni
Bazı günler aç ve susuzdum.
Hazini, karanlıktı gecelerim.
Ben mağlup,sen suskundun.
Duyguların paramparça...
Ruhum kelepçelenmiş...
Sevdasız,uykusuz kalmışım.
Bırakmadı sevdan beni!
             Benim sevdiğim dağdan yüce
             Sevmek mi bir gün yine?
Bırakmadı sevdan
Bazen fikirsiz, hissin olurdum.
Birçare dermansızdı yaralarım.
Ben aşk,sen ma'şuk...
Kalp gözüm hep boğuk boğuk
Sevdam kabul görmedi hiç
Mecnun'um leyla'sızkalmışım
Bırakmadı sevdan beni!
              Benim sevğim dağdan yüce
              Sevecek mi bir gün yine?
 
  

RÜYA
 
Hayalinle buluştum gece yarısı
Aylardır hasretim, bitti acısı
Nazlı dudakların bu ilk yanışı
Islak gecelerin lambası olsun.
Matemli gecemiz neş'eyle dolsun
Kapkara gecenin ışıgı sensin
Al al olmuş sıcak düşler içinde
Rengarenk yatakta uzanan bakir
Artık konuşmuyor aglıyor sanki
Var mı ki cihanda böyle bir dilber?
Ela gözlü, ince belli misk kokulu bir canan
Bembeyaz teninde gözüm kamaşır
Engin bir okyanus sankı saçların
Ne bir leyla,nebir şirin...sensin...sensin...
 
  

SONSUZLUĞA
 
Yeni bir güne doğmak istiyorum.
Bülbül misali cıvıl cıvıl...
Kanatlanmak,uçmak istiyorum.
Bir tüy gibi göklerde...
 
Sevmek istiyorum.
Şeyda bülbül gibi delicesine...
Kahbeliklere göğüs germek istiuyorum.
Mertçesine anlayacagın, mertçesine...
 

  
SUN BENİM İÇİN
 
Ey benim canım,seni bir görsem.
Yaşlı gözlerin le yüz yüze gelsem.
O beyaz ellerin açılsa bir an...
N'olur bu gülü al benim için.
 
N'olur sana,kırılmış kalbin
Bu dalgın bakışın sebebi nedir?
O güzel ellerinaçıldıgında
Gönül bahçesinde dikem mi battı.
Ah benim canım cananım benim
Bakışın ferahlık verıyor bana
Gözlerin bir ahu, leblerin şerbet
Bir kere onlardan sun benim için...
 
 

GECE YARISI
 
Sen hatırladın
Gece yarısı karanlıgında.
Yokluğun sokağında
Seni aradım.
 
Kapkara duygularda
Işıgına hasretim.
HAsretim kayboluyor
Yokluğun kucağında.
 
Gece yarısı
Hanı gözlerin ıslak ıslaktı ya!
Sen aglıyordun durmadan...
Yoklugun kucagında bulmuştum seni.
 
Hatırlar mısın?
Sen vardın yanımda.
ister misin yine seninle
Yalnız yapayanlız olalım? 
 

 
YAĞMURLU GECE
 
Selvi boylum bakışlarım bir ahu
İki kaşı arası yanmışım.
Gülüşlerin yaktı benim del'oldum.
İki elin arası yanmışım.
 
Akşam olup herkes eve gidince
Derin derin bakışırdık gizlice
Sıcaklığın içimi yakardı...
Yagmurlu gecelerin son gamzesiyle.
 



  
SEVMEK - AĞLAMAK
 
Sen, sevmek nedir, bilir misin?
Bilmezsin gülüm, bilmezsin.
Hele sevmeye gör bir defa
Kurtulamazsın ondan.
 
Sen, bakış, nedir, bilir misin?
Hele sevgiliye bak sen
Gör güneşi...
 
Sahi sen ağlamak nedir, bilir misin?
Canan'a hasret sevgiliye özlem nedir?
Bilmezsin...
 
Sen, gece yarısı ağlamak nedir, bilir misin?
Ağyarın kıvrılıp yattığı vakit,
Uykusuzluktan şişen gözlerim
Hicran akıtmak nedir, bilir misin?
 
 “Sevmek özüm, bakış gözüm ve ağlamak çözümdür.''
 
 

  
NOT
Gümüşhane valiliğine burada kaldım….
 
KADERİM
 
Hep sevdim.
Hiç sevilmedim.
Budur benim kederim...
 
Hep ağladım.
Hiç gülmedim.
Budur benim tek derdim...
 
Gördüğüm hep dost hatası.
Hiç düşmanla savaşmadım
Budur gönül yaralarım...



  
BİLMEZDİM
 
Bilmezdim,gecelerin sessizligini
Dostların bi-perva...
Düşmanın kaviliğini...
 
Bilmezdim,sevgilinin hissizliğni
Sevenin bir deli...
Sevgilinin kalleşliğni
Bilmezdim,bilemezdim.
 
 


SİTEM
 
Görmek zor sevgilim.
Gelmek de zor yanına.
Ama sen yakınsın,
Bana benden de yakınsın...
 
Ben korkak ve masum
Sen ürkek ve cesur
Gel dıyorum sana
Gel gor halimi...
 
Aglamak istiyorum.
Delicesine,çılgıncasına
İnsanlığa...
İnsanımıza ağlamak itiorum
 
Ağlamak istiyorum.
Ta... Fecre degin ağlamak.
Uytumak uyumak...
Mahşere kadar...
 


 
YALAN

'' Bir elimde od var, bir elimde su,
Bir yanım garlı gış, biribahardır.''
                                    Şehriyar
Hanı sen vardın
Bir de gülücüklerin
Bakışındı önlümü çalan
                                           Yalan...Yalan...
Hani hayalin vardı
Uykularımı kaçıran
Gece yarısı sokaga atan
                                          Yalan...Yalan...
Ne sen ne hayalin va şimdi
Kahbe bakışlarınla sinsi tebessümün
Birde çirkef kalbin var yanımda
                                          Yalan...Yalan...
 

 
 DERMANIM
 
Ey benim canım,cananım benim.
Gençliğimi çalan,dermanım benim.
 

 
İNSANIMIZ
 
Kaç dost gördüm, hep maddeye taptılar.i
Büyük küçük ansanlıktan çıktılar.
 
  


YAŞLI GÖZLER
 
Zordeme sevgilim.
Bak ne ğüzel baharvar.
Daha dündü,kar doluydu
Buralar
Olmaz deme ğüzelim.
Senden öte binler var.
Daha dündü, çil doluydu
Ellerin
Yok yok deme çiçeğim.
Senden güzel lale var.
Daha dündü, kan doluydu
Gözlerin
Varmam deme cananım.
Senden yüce dağlar var.
Daha dündü, gül doluydu
Kucağın
Yazık deme dilberim.
Senden yüce yavuz var.
Daha dündü, aşk duluydu
Yüreğin
Hayır deme sevğilim.
Sende benim gönlüm var.
Daha dündü, yaş doluydu
gözlerin
 
 

BU KAÇINCI?
 
Bu kaçınca gece yanlız kaldığım?
Kim bilir bu kaçıncı sabahım.
 


 
SENİNDİM
 
Dün senindim, şimdi artık değiştim.
Çok sevinme sevdamı da değiştim.
 


SAR BENİ
 
Uyumak istiyorum.
Bir daha uyanmamak ümidiyle...
Sonzuza dek uyumak,ebediyyen uyanmamak.
ve son...
Rüyalarda uyanmak,
Ay yüzüne bakmak masumca...
Delicesine sevmek,
Ellerinden tutmak,
Saçlarını koklamak istiyorum.
ve...
Ellerin ellerimde kalsın
yansın istiyorum
Yasın dudaklarım...
Yanan gönlüm sende bulsun teselli.
Dola beni kollarına...
N'olur al beni,sar beni bir kericik
Sar beni...
 


  
SİZ! EVET SİZLER
       ''Siz hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?''
                  Necip Fazıl KISAKÜREK
 
İnsan,
İnsan yığınları,
İnsana benzeyenler,
İnsanlık benzeyenler,
İnsancılar,
İnsanlık iddiasında bulunanlar,
İnsanlık nutukları atanlar,
Hâsılı:
İnsan görünümündeki hayvanlar,
O mukaddes varlığa kastedenler,
Eşref-i mahlûkat olan insanı
Belhüm – adal seviyesine indiren
Cemiyet ayıpları...
Evet siz!
Maddeye tapanlar,
Şehvete boyananlar,
Köpekperverler,
Ekran ekran dolaşıp,
Safsata sallayanlar,
Siz, evet siz!
Ata yurdu DOĞU TÜRKİSTAN,
Odlar yurdu AZERBAYCAN
Kartal ile ÇEÇENİSTAN
Kan ağlarken
Ne kadar insancıl (hümanist) olduğunuzu!
Şimdi daha iyi anlıyorum.




HER ŞEY BENDE BİR DÜĞÜM

   Her şey ben de gizli bir düğüm. “Söylenmedik cümlelerin hasreti dudağımda...” Yüreğime üşüşmeyen hiçbir dert kalmamış. Duygularım, birçok meçhuller ardına gizlenmiş. Anlatmak istesem eminim kelimeler kifayetsiz kalır... Kötüyüm anlayacağın, kötüyüm...
                        “Gözyaşımda saklısın ağlayamam ben
                         Düşeceksin sanırım kirpiklerimden...”
   “Ne o ağlıyor musun?” Evet... Ağlıyorum. Neye mi? Evvela muzdarip kaderime, sonra da çilekeş gecelerime...
   “Peki bakışların, onlar neden böyle donuk? “Neden mi? İşte sana cevap: Çünkü benim planlarım çok başkaydı...
   “Ya dudakların, ellerin neden böyle titrek?” yanma arzusundan, ellerim ise dokunma...
   “Yüz çizgilerin gerildi, bir şeyler söyleyip boşalmak ister gibisin” Bir şeyler söylemek... Ah ne güzel olurdu. Söyleyebilsem... Ama nafile... Keşki başka bir yer... Başka bir zaman... Başka bir vesile ile... Keşki... Şu günlerde derin bir kimsesizlik hüznü ile kitaplarımla hasbihal içindeyim. Yalnız değilim. Her şeyim dediğim kitaplarımla baş başayım. Onlar vefalı dostlarım.
KAFA: On yaşımdan bu yana, hızlı bir yükselişle, bilgiyle dolma telaşında...
KALP: Yirmi yıldır Ay Hanımı aramakta... Ama nafile...
KARIN: Bilgiyle sevdanın unutturduğu zavallı bir organ, çelişkiler yurdu...
            “Bu günlerde umutlar arasında iniltiler var.
            Bilmem senden olur mu vefalı bir yar?
            Ta derinden gelen hıçkırık sesim midir bu?
            Bilmiyorum duygumun hilesi midir bu?”
Ve zifiri karanlık gecelerde, tek dostum hayallerim. Onlar, doğmayan güneşlere gebe... Yalnız beni mutlu ediyorlar. Şiirlerim yalnızlığa mahur besteler çalarken ben imkânsız imgeler peşindeyim.
            Bir yer düşlüyorum vadi vadi hasretler akan... Zincirsiz, prangasız bir yer. Bir Leyle, bir Mecnun; bir Aslı, bir Kerem var. Zehirler sunan hayat yok orda... Gülüşler ve mehtaplar arkasına gizlenmiş bir âlem... Biliyorum, yolların sonu hep oraya çıkacak zaten! Orada ılgıt ılgıt esen yeller vardır. Sevginin filizlendiği, ayrılığın olmadığı ve kumruların baş başa AŞK’ı tartıştığı bir yer...
            Dev karanlıklar, içime ma’nasız bir korku serpiyor. İrkiliyorum. Ne sesten eser ne de ışıktan bir feyz... Yalnızca zaman tahtayı kemirmekte.
            “Tik tak tik tak” Kimsesiz geceler ile sırdaş olur, Mehlika Sultan’ı, doğmayan güneşimi beklerim. Kimi zaman geceler benim için hüzün çeker. Ah o vefalı geceler... Her anı özlem, korku ve hasret ile dolu olan geceler. Kimi zaman benim ile ezgin, kimi zaman da dolu dolu ideal kokan geceler...
            Bir gecede bin asra sığacak hayaller... Bu hayalleri bozan rüzgâr iniltisinin feryadı... Biliyor musunuz? Ebedi karanlıklar da benim gibi sessizliğe ve derin derin düşünmeye mahkûm. Uykuda, uykuya hasret gözlerim. Uyusan ne çare... İşte böyle gecelerde dev karanlıklar beynimi parçalar... Gecelerim sabaha hep dargın uyanır...
            Zindanın zindanında aydınlık arayanlar, ellerinde güneş varken karanlıkta kalıyorlar. Geceler ah o nurlu geceler... Bir rahmettir ki insanı ferahlatır ve ağlatır...
            Uçsuz bucaksız düşüncelerim, kederlerim zamanı büsbütün yıpratıyor. Gözlerim, zamanın acılarına dayanamayıp kapanıyor. Kapanıyorken de suskunluğun sırrı dudaklarımda, son bestesini fısıldıyor. Artık bütün kederlerimi hicret eden kuşların kanatlarına yükledim.
            “Dargınım ünlemlere sevda konuşmuyorlar.
             Virgüle de dargınım; sözümü bölüyorlar.
             Noktayı sorarsanız: Onu da boş verin...
             Cümlelerin sonunda, çok şeyler saklıyorlar.”
 
  Bugün 1 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol